Kizdirici
Sorunu sor hemen cevaplansın.
kizdirici teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- kızdırıcı
- superheater
- kızdırıcı
- vexing
- kızdırıcı
- irritating
- kızdırıcı
- irritant
- kızdırıcı
- annoying
- kızdırıcı
- provocative
- kızdırıcı
- inflammation
- kız
- girl
He married a Canadian girl.
-O, Kanadalı bir kızla evlendi.
His girlfriend is Japanese.
-Onun kız arkadaşı Japon.
- kız
- {i} bird
The girl released the birds from the cage.
-Kız kuşları kafesten serbest bıraktı.
The girl let the bird loose.
-Kız kuşu serbest bıraktı.
- kız
- daughter
The Joneses love their daughter.
-Joneslar kızlarını sever.
A good daughter will make a good wife.
-İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
- kız
- skirt
Do those girls wear white skirts?
-O kızlar beyaz etek mi giyiyor?
These girls use white skirts.
-Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.
- kız
- queen
I've got a queen of hearts.
-Benim bir kupa kızım var.
Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
-Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
- kız
- judy
That girl whose hair is long is Judy.
-Saçı uzun olan kız Judy.
That girl who has long hair is Judy.
-Uzun saçlı o kız Judy'dir.
- kız
- lass
- kız
- wench
- kız
- bridle up
- kız
- picture card
- kız
- resent
They may feel some resentment.
-Biraz kızgınlık hissedebilirler.
Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
-Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
- kız
- virgin
I want to marry a virgin girl.
-Bakire bir kızla evlenmek istiyorum.
In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped.
-Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.
- kız
- bridle at
- kız
- puss
- kız
- country girl
- kız
- girl's
- kız
- gırl
He married a Canadian girl.
-O, Kanadalı bir kızla evlendi.
His girlfriend is Japanese.
-Onun kız arkadaşı Japon.
- tekrar kızdırıcı
- (Mühendislik) reheater
- buhar kızdırıcı
- steam superheater
- kız
- colleen
- kız
- female
That female student is American.
-O kız öğrenci Amerikalıdır.
That teacher tends to be partial to female students.
-Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
- kız
- (iskambil) queen
- kız
- Miss
I miss my little sister.
-Küçük kız kardeşimi özlüyorum.
I really miss my girlfriend.
-Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
- kız
- maid
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
-Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
What's your mother's maiden name?
-Annenin kızlık soyadı nedir?
- kız
- {i} babe
- kız
- {s} maiden
What's your mother's maiden name?
-Annenin kızlık soyadı nedir?
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
-Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
- kız
- virgin, maiden
- kız
- lassie
- kız
- demoiselle
- kız
- {i} gal
- kız
- jill
Jill is the only girl in our club.
-Jill Kulübümüzde tek kız.
- kız
- chicken
Tom loves fried chicken.
-Tom, kızarmış tavuk seviyor.
Dad uses fire to roast a chicken.
-Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
- kız
- bunny
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
-Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Mary wore bunny slippers.
-Mary kız terlikleri giydi.
- kız
- jenny
- kız
- girl; daughter, girl; queen; virgin, maiden
- kız
- {i} chick
Dad uses fire to roast a chicken.
-Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
I like roast chicken.
-Fırında kızartılmış tavuğu severim.
- kız
- sheila
- kız
- playing cards queen
İlgili Terimler
kizdirici teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Kız
- bint
- kız
- Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından seslenilirken kullanılır
- kız
- Dişi
- kız
- Dişi çocuk
- kız
- Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü: "Sesleri işitiyor musun, kızım?"- F. R. Atay. İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
- kız
- İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
- kız
- Dişi çocuk: "Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize'nin küçük kızını hatırladı."- H. E. Adıvar
- kız
- Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire: "Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim."- B. R. Eyuboğlu
- kız
- Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.